GÜNLÜKTEN…

Author: nturedi
Karşınızdakilere uzun uzun heyecanla bir şeyler anlattığınız vakit, ya sizi aynı heyecanla dinlerler, yahut da ilgisiz hareketler ve sözlerle anlattıklarınızı bölerler…
Bu nokta da çıkarılacak sonuç, ne denli sizi etkilese de her şey, bilmeliyiz ki, karşımızdakiler biz değil bilemezler, hissedemezler aynı fırtınanın sesini, ya da hislerimizin boyutunu.
İşte bu yüzden coşku ile anlattıklarımıza bir ket vurup, ruhumuzun coşkusunu bastırarak yaşamak zorundayız sanırım. Coşkuları susturmak çok zordur..Bilirim.
Ama anlaşılamadığınız,dinlenmediğiniz, ciddiye alınmadığınız hiç bir yerde…
konuşmayın, çırpınmayın anlatmak için…Susun…ta ki niye sustuğunuzu hissedecekleri, anlayacakları ana kadar.
Bu noktadan sonra da, ya eskisinden daha coşkulu, yada diplerde olursunuz muhtemelen…
Susmak coşkulu yüreklere bir azaptır, ama bazen zorlamak gerekir sanırım o azabın kapısını…

NESRİN TÜREDİ…GÜNLÜKTEN…
17 AĞUSTOS 2013 09.14

GÜNLÜKTEN…

Author: nturedi
Bazen dalar gidersiniz uzaklara. Çok uzaklara…
Kimi zaman yolda, bir aracın içinde, pencereden seyrederken yolları, kimi zaman bir aracın içinde ama diğer yolculara takılı kalırken gözleriniz, kimi zaman evinizin balkonunda otururken bir köşede, bir başınıza…
Kısacası, düşünmek için çok zamanımız vardır, ama biz genelde, kafamıza taktıklarımızı düşünürüz habire. Oysa birde başka boyutları vardır kafamıza taktıklarımızın. Dalıp gitmelerimizi engellediğimizde, işin o yüzünün farkına varırız elbet. Ama nedense ilgimizi çekmez.
Neden mi, Çünkü kurguladıklarımız bizi üzse bile, olumlu yanlarını görmezden gelip, acı çekmeyi tercih ederiz.
İnsanların doğası, acı çekmeyi, acı çektirmeyi,için için ister. Burada biz sadistmiyiz diyebiliriz…Bazen evet.
Kendi ruhumuza ve başkalarına sıkıntı verdiğimize aldırmadan bildiğimizi okuruz, dalar gideriz uzaklara…çok uzaklara…
Bir ses, bir nefes döndürür belki bizi, o derin derin dalmalardan, uçsuz bucaksız düşünmelerden…
Bekleriz, neyi, niçin beklediğimizi çoğu zaman bilsek de, itiraf etmekten korkarak, dalmayı tercih ederiz ısrarla…
Ruhumuzun derinlerinde, kocaman bir boşluğun içinde kendimizi arar dururuz günlerce.Bulduğumuzda ise, bize yansıyan, umut yada umutsuzluk olacaktır muhtemelen…Hayata dair.
Basit bir son gibi görünse de, hayatın döngüsü, bu iki kavramdan ibaret değilmidir sizce…

NESRİN TÜREDİ…GÜNLÜKTEN…
15 AĞUSTOS 2013 00.19

GÜNLÜKTEN…

Author: nturedi

Ne yaparsanız yapın değiştiremeyeceğiniz anlar ve olaylar vardır. Salt düşüncelerinizde gizli olanlarda buna dahildir.Su akar yolunu bulur derler, çok klasik gelse de kulağa,bazen inanma sebebimiz oluverir aniden…
Hayatı yokuş aşağı değil, yokuş yukarı yaşamak gerekir bence, yani zorlamak kuralları, sonuna değin…Tabi ki kendinizi de…Olmuyorsa olmuyor demeden önce. İnce bir nüansta gizlidir pek çok şey…
NESRİN TÜREDİ…GÜNLÜKTEN…
23 TEMMUZ 2013 00.05

GÜNLÜKTEN…

Author: nturedi

Hayatın her döngüsünün sizi üzeceğini sandığınız anlarda, bir şey oluverir. Bu geride bıraktığınız üzüntülü anların döngüsü değildir. Bambaşka bir şeydir.İçinizde taptaze başlangıçlar yapacağınızı hissettiğiniz anlar gibi, umut yüklü, sizi yüreklendiren bir şeydir bu. Çözemezsiniz. Dahası çözmeye korkarsınız, bozuluverecek korkusu sarar yüreğinizi.
Olduğu gibi bırakıp, keyfini sürmek,gülümsemek istersiniz, inadına her şeye…
İç sesinizin size yanılmadığınızı söylediği anlar vardır. O anların büyüsü sarar sizi.
Yanı başınızda hissettiğiniz bir şeydir bu. Sizi güçlendiren, hayata karşı dimdik durmanızı sağlayan, esrarengiz bir güçtür. Gücün kaynağını bilirsiniz elbet…
Ama saklarsınız kendinize…Kimselerle paylaşmak istemezsiniz…
Size ait olmasını dilediğiniz şeylerin döngüsünü tekrar tekrar yaşarsınız, iç sesinizle birlikte, hayallere dalarak.
Hayat hayallerden ibaret değildir elbet, ama yaşam enerjimizin büyük bölümünü bize sunan güzelliklerdir bunlar…

NESRİN TÜREDİ…GÜNLÜKTEN…
27 TEMMUZ 2013

GÜNLÜKTEN…

Author: nturedi
Hayatın ne kadar boş olduğunu bir kez daha anladım bugün…
Annemin ve babamın ziyaretine gittiğimde, hayatın benim için kalan bölümünü sorguladım dakikalarca. Kendimi yapayalnız,ortada kalıvermiş gibi hissettim…
Onlar artık yoktu ve ben, bu yaşımda büyüdüğümü kabullenmenin ne denli zor olduğunu düşünüyordum.Hiç büyümemiştim ben….
Tüm yaşadıklarıma rağmen, içimde bir yerlerde çocuktum işte..Bugün bir kez daha ne denli çaresiz olduğumu gördüm. Herkesin gördüğü yanım değildi elbet bu. Güçlü, mücadeleci, yılmayan,yıkılmayan biri derler hep. İşin aslı öyle olsa da, bir yerlerde, başınızı koyup ağlayacağınız biri yoksa yanı başınız da,kendiliğinden inen yaşlarınızı silersiniz sessizce çaresiz…
İşte bugün babamla sohbetlerimi, annemle tartışmalarımı özledim… Annem ne denli bana kızsa da, bilirdim ki, hep iyiliğimi istediği içindi.
Bugün ondan af diledim yine. Geç kalınmış özürler….
Canım yandı çok. Kendimi çok çaresiz hissettim birden…
Yüreğinizden geçenleri asla sevdiklerinizle paylaşmaktan korkmayın. Kızın, bağırın, sonra af dileyin..Sarılın.barışın.
İnanın bunlar sonraki pişmanlıklarınızı hafifletir. Ben tüm bunları yaptım.
Şimdi pişmanlıklarım hafifledi mi. Evet. kendimi teselli biçimim bu sanırım.
Onları orada bırakıp gelirken, bir yanım suçlu gibi, orada beklemeye devam ediyordu. Beni gördüklerini biliyordum.
Anneme bu gece seni bekliyorum dedim düşlerime, babamı da al, gel diye fısıldadım…

NESRİN TÜREDİ…GÜNLÜKTEN…
8 AĞUSTOS 2013 21.17

GÜNLÜKTEN…

Author: nturedi
Hayatta değiştiremeyeceğimiz şeyler vardır…Sevdiklerimizden ebediyyen ayrılmak, yaşadığımız olayları sil baştan yapabilmek…gibi…
Kendinizi yapayalnız hissedersiniz, geçmişi düşünerek.Alt beyninizde çocukluğunuzun özel anları canlanır…Etrafınızda yığınla insan olabilir,yada tam tersi, o yığınlar sizi birer birer terk etmiştir dönülmez bir yolda..İşte bu imkansızdır, ne yapsanız değişmeyen…
Günümüz dünyasında giderek zorlaşan, yozlaşan ilişkiler, çoğu zamanlarda bizikişiliğimizden ödün vermeye zorlayan ama başaramayan insanlar ve türlü türlü oyunlarla örülü bir kaosun ortasındayız maalesef.
Kendimizden emin, hür ve vicdanlı kalarak, değerlerimize sahip çıkarak, beraberlik ruhunu yaşatarak tüm güçlüklerin aşılacağına inanıyorum ben.
Yeter ki kendimize güvenelim ve yalnız olmadığımızı tekrarlayalım kendimize…
Nice güzel yarınlar olsun ümitlerimizde yeşeren.
Ülkemde, yaşlarını silen nice gözlere, umutlar doğsun yeniden…
Tüm dostlarıma, gönüllerindekini yaşayacakları bayramlar diliyorum, eski bayramlar tadında..Zira değerlerimizi yitirirsek bayramlarımızda kalmaz…
Nice güzelliklerde ağız tadıyla…Huzurla,sevgiyle dostlar….

NESRİN TÜREDİ…GÜNLÜKTEN…
7 AĞUSTOS 2013 19.24

GÜNLÜKTEN…

Author: nturedi
Kilometrelerce yürümüş gibi yorgun olduğunuz anlar vardır.
Bedeninizin yorgunluğu, beyninizdeki ve yüreğinizdeki yorgunlukların yanında oldukça ehemmiyetsiz kalır bu noktada. Aslında bedensel yorgunluk değildir elbet hissettiğiniz.
Hayatın içinde nerede durduğunuz düşünürsünüz bazen sıklıkla. Kimliğinizin anlamını irdelersiniz.Kendinize duyduğunuz kimi öfkeler, kimi beğeniler, sadece beyninizin odacıklarında saklıdır.Kendinize bile itiraf etmekten korktuğunuz yanları vardırkimliğinizin.Hani bazen alt benlik dediğimiz, kişiliğimizin en gizemli yanları.
Aynaya baktığınızda, kendinize gülümsediğiniz bir anı düşünün. Aklınızdan ne geçti de gülümsediniz? Bunu neden sadece aynaya bakarken yaptınız ?
Yahut bunu gün içinde aklınızdan geçenle ilintili sık sık yaptığınızı, ya da tam tersi bir ruh halinin nasıl yüzünüze yerleştiğini.
Kısacası dostlar, kimliğimizin derinlerinde uyuyan gerçek kimliklerimizi dolaysız, yapmacıksız, saf, dürüstçe paylaşmalıyız sanırım. daha bir yürekli, daha bir sevgi dolu, daha bir fedakar, daha bir merhametli ve daha bir insan…
Kendimizi kendimize itiraf ettiğimizde düzelecek her şey…
Hem kendimiz için, hem bizi sevenler için.Diğerlerine ise, bir şey ispatlamak zorunda değiliz sanırım…

NESRİN TÜREDİ…GÜNLÜKTEN…
5 AĞUSTOS 2013 01.05

GÜNLÜKTEN…

Author: nturedi
İç sesinizi dinlermisiniz..Dinlemek derken harfiyen uymak değil elbet. Sadece bazı zamanlarda sizi hiç yanıltmadığını görürsünüz.Kimi anlarda, sizi daraltsa da bu ses, duymak istemediklerinize tıkasanız da kulaklarınızı, garip bir döngü gibi sesin peşinden gidiverdiğinizi görürsünüz.
Kendinizi önemsediğinizi fark ettiğinizde, kenarda köşede kırılmış, atılmış gibi duran ne kadar iç sesinizin yansıması varsa, yeniden canlanır hayat bulurlar. Sebebi tamamen sizin kontrolünüzü ele geçirmenizdir.
Kendinize olan saygınızı, kendinize verdiğiniz değeri bir başkasından beklerken, bu muhtemelen sizin en çok değer verdiğiniz kişidir veya kişilerdir ve…muhtemelen devreye giren iç sesiniz bazen hayal kırıklıkları olabilir, kaptırma diye fısıldar size usulca yeniden…
Geriye dönüp bakarsınız sanki ses oradan gelivermişcesine bir rüzgarın uğultusunda saklı..
Kendimizi kandırmadığımız anlarda, daha mutsuz olduğumuzu görüp, tekrar sığınırız hayallere, boş olduğunu bile bile..
Bitimsiz hayaller, bitimsiz yarınlar…hayatın tümüyle bir kandırmaca olmadığını çözene kadar.

NESRİN TÜREDİ…GÜNLÜKTEN…
2 AĞUSTOS 2013 01.00

GÜNLÜKTEN…

Author: nturedi
İçi sesimiz bazen bizi yanıltabilir diyebiliriz belki bazı anlarda. Bu biraz da kendimizi kandırmak gibi olsa da.
Kanmayı ve buna inanmayı bekleyen çılgın bir ruh vardır içerilerde. Belkide çok masum…Çılgın demek yanlış olabilir. Çılgınlık anı sanırım iç sesimizle hesaplaşmadan sonraki andır. Hani ansızın yenik düştüğümüz anlar…
Gözümüz hiç bir şeyi görmez. Hiç bir şey teselli olmaz. Garip bir ruh halidir bizi sarmalayan.
Sonra tökezlercesine silkeleniriz yeni bir umutla.Zira tam o arada , iç sesimiz bambaşka bir şey fısıldamaktadır yarına ve diğer günlere dair.Gözlerimiz ışıldar birden. Kara bulutları savuşturan güneş gibi, ışıklar saçmaya başlarız kendi eksenimizde.Belirsiz gülümsemeler, aklımıza takılan muzip şeylerin sonucudur.Kimse anlamasa da. Biz biliriz ve bu bize yeter…
Kısacası yine, yeni ve yeniden kelimelerinin manalarını ilk kez duyuyormuşcasına irdelerken buluruz kendimizi…
Bitimsiz bir hissiyatın kıyısında dururken…

NESRİN TÜREDİ…GÜNLÜKTEN…
31 TEMMUZ 2013 22.02

GÜNLÜKTEN…

Author: nturedi
Apansız uyanmak gecenin bir yerinde.
Uzun, upuzun yollardan gidip de dönemiyormuşcasına, yorgun, bitkin uyanmak. Karanlık odanın,koridordan süzülen ışığının altındaki görüntüsüne gözlerinizi alıştırmaya çalışırken geçen saniyelerde, yarı ölü gibisinizdir adeta.
Korkulu düşlere esir düşmüş yüreğinizi ferahlatmaya uğraşırken, yok bir şey cümlesini tekrarlarken…Bilirsiniz aslında o korkular beyninizdeki odacıklarda sakladıklarınızdır aslında.
Telaffuz etmeye korkarsınız hani. Yok bir şey dersiniz mütemadiyen…Sonra bir ses uyandığınız gecenin orta yerinde bir nur gibi süzülür kulaklarınızdan yüreğinize.
Seslerin ehemmiyeti,herkese göre değişir.Kimisi aldırmaz. Kimine göre, ruhunun şifası tek bir sese bağlıdır. O sesi hissettiğinizde, iç sesinizle birlikte, içinize bir huzur gelir sessizce yayılır ruhunuza.
Anlamını yitirir birden karanlık gece. Zira aydınlanmıştır içiniz.Kendinizi ferahlamış hissederken, tekrar uykunun kollarına dönersiniz…
İç sesinizin size fısıldadıklarını dinlerken, geriden işittiğiniz sese dikkatinizi verirsiniz. Zira asıl rahatlatan odur sizi…

NESRİN TÜREDİ…GÜNLÜKTEN…
29 TEMMUZ 2013 22.46