Az evvel mısır patlatıyordum kızıma.Tencereden gelen pıtırtıların sesi,yine aldı götürdü beni..Ne bu şimdi diyeceksiniz.Çok basit olaylar farklı ortamlara götürür beni.Bazan hiç olmadığım kadar uzaklara giderim.bazanda yanıbaşımdaki olayların farkına varmam.düşsel boyutlarda dolaşırken aslında tek derdim, hayatın acımasızlığından kaçmaktır.varolan sorumlulukların altında ezilmektedir kimi zaman bedenim ve ruhum.Bazanda mutluluğun bana ne kadar uzak bir kavram olduğunu düşünürüm.aslında en büyük mutluluk kendini sevmektir derler.Bir başına işe yaramadığını söyleyebilirim.evlatlarınız varsa ,onlarınsevgisi size fedakarlık boyutunda gelir.herşey onlar için olsun dersiniz.kendinizi yok sayarcasına.sonra birgün kendinizin ayırdına varırsınız birşekilde.Hayallere dalarsınız yeniden.Sonra geri gelir düşleriniz.Tencerenin pıtırtısı bitmiş ve siz tekrar dönmüşsünüzdür gerçeklere..Tramvayla eve dönerken ,insanları izledim.küçük notlar aldım defterime.Niyemi..Gün gelecek onları bir bütünde buluşturacağım.sinirli sinirli konuşuyordu biri telefonda.Kimbiir neydi..mevzuu.Okadar çokşey varki.hepimizin derinlerinde.Bilinmezlerimiz.Dışardan bakıldığında farklı pencerelerden göründüğümüz.oysa ne düşünürler bizim için.bazıları hayrandır.Bazıları yerinizde olmak ister sizin.Bazıları çekemez.Ya siz..siz nerdesinizdir o anlarda.yüreğinizhangi şekillerdedir.içinizden geçenleri nasıl söylesem der kıvranırsınız belki.belki saçmalama dersiniz kendinize.herşeyi söylemenin gereksizliğine inanmışsınızdır zira.Oysa söylenmelidir.Konuşmadan yitip giden hayatlarda ne büyük gizler saklıdır ve alıp başını gitmişlerdir artık.çok geçtir.Geri dönüşü olmayan yollardayürümeye başlamadan çözülmelidir diller ve yürekler…

24 Haziran 2010 Perşembe, 16:21

Leave a Reply