İÇSESİMDEN YANSIMALAR

Author: nturedi

Bugün düşündüm yine… Durmaksızın, her zaman yaptığım gibi… Kimim ben dedim kendime. Gittim aynaya baktım. Uzun uzun izledim kendimi. Aynadaki suretim çok anlamsız bakıyordu, çözmeye uğraşacak mecalim yoktu. Döndüm arkamı. Varsın o anlamsız kimlik orda kalsın dedim. Kendimi sorgulamak istiyordum oysa. Neydi beklediğim. Bazen istersiniz farkında olmadan birisinin yanı başınızda bitivermesini. Ama herhangi biri değil. Belki düşlediğiniz, belki beklediğiniz, belki de hiç olmayacak birinin varlığı. Sırf kendiniz istediğiniz için öyle olmasını kurguladığınız bir oyun belki de. Karşınızdakinin sureti canlanır beyninizde. O dilememektedir oysa… Başka boyutlardadır belki de. Bu karşınızdakinin kimliğine hangi kimliği giydirmeye çalıştığınızın resmidir beyninizde. Sonra uymaz tabii. Bozulursunuz düşlerinizdekine. Oysa haberi bile yoktur. Sizin bunca oynadığınız hayali oyunlardan. Gerçekle düşü birbirine harmanlayan beynim öyle inanmıştır ki… İste der. Bekle der. Kırılganlıklar gelir sıra sıra. Sessizce isyanlar. Neden mi! Bencillikten elbette. Oyuncağı kırılmış çocuk misali koskoca ben, öylece kalakalırım kendimle baş başa. Bazen düşünürüm yine. Sussam sonsuza kadar. Biriktirsem yine içimde benden taşan benleri. Belli etmesem hiç. Duyurmasam. Ne olur sanki! Ne mi olur! Benim canım çok yanar. İlk kez yanmadı ya bu can. Kol kırılır yen içinde derler. Ben bu sözün kitabını yazarım desem inanın abartmış olmam. Çok yenler eskittim. Çok kırıklar iyileştirdim. Faturası acı da olsa. Şimdilerde başka şeyler öğretiyorum kendime. Sabır denen müthiş olgudan payelenmek. Bunu başarmanın benim deli yüreğim için ne denli zor olduğunu bilsem de. Deneyeceğim. Israrla. Çünkü bunu başarırsam, biliyorum ki aynadaki suretimde bir anlam tezahür edecek. Bu da bana güzellikler olarak dönecek. Işıldayan bir çehrem olsun istiyorum… Çok mu şey istedim acaba! Artık bunu da düşünmek istemiyorum.

24 Haziran 2010 Perşembe, 01:00

Leave a Reply